Gebze’de ‘Teröre lanet’ yürüyüşü!

Gebze’de milliyetçi gençler, şehitleri anmak ve terörü kınamak amacıyla sloganlar eşliğinde yürüyüş gerçekleştirdi.

Gebzeli Türkçüler olarak bilinen ve kurulduğu andan itibaren farkındalık oluşturabilmek amacıyla çeşitli faaliyetler yürüten Hürriyet ve İstikbal Derneği, şehit verdiğimiz her gün hava şartlarına aldırış etmeden Gebze’de Türk bayraklarıyla nöbet tuttu. Şehitler konusunda hassas bir çizgide ilerleyen ve faaliyetleriyle dikkat çeken dernek, bu kez de terörü kınamak ve şehitlerimizi anmak için Gebze’de yürüyüş gerçekleştirdi. Derneğin üyeleri, Gebze çarşıda bir araya geldi. Ellerinde Türk bayrakları ve pankartlar olan dernek üyeleri, Gebze Kent Meydanı’na kadar teröre lanet yürüyüşü gerçekleştirdi. Dernek üyeleri yürüyüş sırasında ‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’, ‘Kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için’ ve ‘Ne mutlu Türküm diyene’ gibi sloganlarla teröre tepki gösterdi. Yürüyüşün ardından ise gençler, tüm şehitler için saygı duruşunda bulunduktan sonra hep bir ağızdan İstiklal Marşı’nı okudu.

“BU AHVAL, TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN BOYNUNADIR”
Yürüyüşün ardından açıklamalarda bulunan Hürriyet ve İstikbal Derneği Başkanı Alaattin Kürşat Derebaş, “Şehitlerden elli milyon bekçisi olan, aşılmaz bir kayadır bu ebedi vatan. Sakarya’nın, Çanakkale’nin, Aktütün’ün, Zap Suyu’nun kahraman yiğitleri; Kars’ın Terekemeleri, Egenin efeleri, Anadolu’nun aslanları, Altaylardan Tuna’ya yıldırım gibi düşmüş, bu milletin var oluş sebebini canlarını vererek yaşatan aziz şehitlerimiz; Bizlere haklarınızı helal ediniz. Dağ inlerinde fareyle yaşayan mahlukatların, ‘Sivas’a kadar bizimdir’ diyenlerin emellerini kravatlarında saklayanların düşmanlıkları apaçık ortadır. Sevginin mezarı nankörlük yolundan geçmekte. Milletinin sevgisine canından vazgeçenleri, milletin kendisi anmamaktadır. Yüreğimizi dağlayan bu ahval, Türk Milliyetçilerinin boynunadır” şeklinde konuştu.

“BOZKURTLARIN YURDUNDA, ÇAKALLARIN İŞİ NE?”
Derebaş, sözlerinin devamında ise “Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadı bu meydanda ve cennetin yedinci katındadır. Gel gelelim her haberin başına yazdınız; Bölücü terör örgütü mensuplarıyla çıkan çatışmada şehit oldu, zırhlı aracın şarampole devrilmesi sonucu şehit oldu, tedavi gördüğü hastanede şehit oldu, silah kazası sonucu şehit oldu, helikopter kazası sonucu şehit oldu. Cihat Ermiş’i şehit eden zanlının 39 suç kaydı olduğu öğrenildi. Dershaneden evine dönerken molotof saldırısı sonrası Serap Eser şehit oldu. Eren Bülbül, Numan Dede, Ömer Halisdemir, Davut İlbaş, Fırat Yılmaz Çakıroğlu, Songül Yakut şehit oldu. Plevne’nin, Bingazi’nin, Galiçya’nın yankısı Pençe Kilit’te, meskun mahalde duyuldu. O ses der ki; ‘Ey oğul, yazıklar olsun sana! Mezarımı kirleten, şu mahluka baksana! Baktım gafiller düşmüş hainlerin peşine, dedim bozkurtların yurdunda, çakalların işi ne?” ifadelerini kullandı.

“EVİNİZİ, KAPINIZI, YURDUNUZU VE ŞEHİDİNİZİ KORUYUNUZ”
Derebaş, sözlerini şu cümlelerle tamamladı; “Sözüm ona çekiç orak sevdasına gözlerine perde indirenler neden bir şehidi anmamakta? Sözüm ona elinde mikrofon bulamayan, kürsü olunca aklına şehit gelenler neredeler? Bebek katili Apo’nun seviciliğini yapanlar, mahşerde bile Türk’ün gazabına uğrayacaklar. Ey Türk Milleti, milliyetçi olunuz. Evinizi, kapınızı, yurdunuzu ve şehidinizi koruyunuz. Zira milliyetçiliği sinesine çekip şehidini umursamayanlar, devran döndüğünde ilk yargılananlar olacaktır.”