#ErenİyikiVarsın

#ErenİyikiVarsın

Acı büyük, söylenecek pek söz yok açıkçası. 15 yaşındaki bir vatan evlâdı vatanı uğruna tabuta girdi. Kahramanca, yiğitçe, cesurca korkmadı ve kaçmadı. Terörist hainlerin yakalanması için o da bir şeyler yapmak istedi. Tıpkı doğum gününde şehit düşen Jandarma Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik ağabeyi gibi o da şahadet şerbetini içti. İnanın bir şeyler söylenemiyor, kelimeler bir şeyler söylemek için dile gelemiyor. Vatan için Çanakkale’de şehit düşen on beşliler gibi şehit düştü Eren…

Son dönemde terörle yürütülen kararlı mücadelede iyice yıpranan ve güç kaybeden terör örgütü ! bir kez daha Karadeniz’de, Trabzon’un Maçka ilçesinde adi bir şekilde kendini gösterdi

PKK terörü örgütünün “yeniden açılmaya” ve “yerleşmeye çaba” gösterdiği yerlerden biri de Karadeniz Bölgesi’dir.

Karadeniz bölgesi ve Karadeniz’lilerin devlete, vatana ve millete sadakatları herkesçe malumdur. Bölge halkının devlete ve millete bağlılıkları ve fedakârlıkları sadece bu  dönemde değil, geçmiş zamanda da tüm Dünya’ca bilinir.

Osmanlı devletinin en çetrefilli ve bunalımlı dönemlerinde Karadeniz’den toplanan askerler gerekirse canlarını tereddütsüz feda ederek büyük görevler yapmalarıyla bilinir. Bu nedenle Osmanlı devleti için “Karadeniz askeri” ve aynı özelliklere sahip “Arnavut askerinin” yeri ve önemi savaşçılık, sadakat, liyakat ve fedakârlık yönleri ile diğer bölgelerden farklı ve ayrıcalıklıdır.

Karadeniz halkının bu hassasiyetlerine ve teröre karşı en sert tepkiler bu bölgeden gelmesine rağmen PKK, “Karadeniz’e açılma sevdasını” her zaman canlı tuttu ve sürekli fırsatlar kolladı.

Devleti zayıflatma, toplumu birbirine düşürme gayretinde olan ihanet odakları maalesef içimizde ve her yerde zinde bir şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Son günlerde Şeytan ABD şer gücünün Gürcistan’a asker sevkedip  silah yığınağı yapması ile Şeytanın çocukları olan PKK teröristlerinin Karadeniz bölgesinin hedef seçilmesinin sebebi ise bölge insanının milli duyarlılığı.  “PKK Karadeniz bölgesinde yapılacak şiddet eylemleri ile bölge insanının milli hassasiyetini istismar etme peşindedir.”

Bu nedenle PKK’nın son yıllarda aralıklı olarak Karadeniz’e inmesi ve eylem hazırlığı, terörün ülkenin her tarafına yayılması noktasında stratejik ve ciddi bir durum olarak görülmelidir.

Terör örgütlerinin Karadeniz’de giriştikleri her eylem ve saldırıda başarılı olma ve emellerini gerçekleştirme şansları yoktur.

Ancak hepimize düşen görev; ülke olarak geçtiğimiz bu zorlu süreçte, her zamankinden daha fazla uyanık olunmalı, vatan, millet, bayrak sevgisi, birlik ve beraberliğimize olan inancımız tam olmalıdır.

Yüce Rabbim’den dileğim, teröre karşı yürütülen mücadelede devletimize ve tüm güvenlik güçlerimize Allah’tan güç ve başarı dilerken, şehitlerimize Rahmet, hainlere lanet olsun diyorum

Reis değil…!

Siyasi partilerin genel başkanları o parti ve partiye gönül vermiş bireyler için birer lider’dir. Her liderin kendine özgü siyasi stratejisi vardır. Liderler stratejilerin en başına ise halk ile birlikte yol almak için Onların gönlüne taht kurmayı koymuşlardır.Halk siyaseten gönül verdiği liderlere ister REİSder ister BİLGE BAŞKAN der, buna kimse karışamaz – bişey diyemez.

Fakat bu durum o siyasi partilerin İl-İlçe başkanları, belediye başkanları, Meclis üyeleri, parti yöneticilerine bu hakkı tanımaz. Bu sıraladığım kesim Genel başkanlarına REİS, KOCA REİS, RECEP REİS, TEMEL REİS diye hitap edemez. Etmemelidir.

Siz İl-İlçe başkanları, belediye başkanları, Meclis üyeleri, İl ve İlçe parti yöneticileri, Gençlik ve Kadın kolları başkanları herbiriniz Genel Başkanlarınıza, Liderlerinize lakap takıp makamını hafifletemezsiniz.Buna hakkınız yok. Ağırbaşlı olmalı, siyasi çalışma yaparken tüm halk’a örnek olmalısınız.

Hasbel kader yıllarca siyasetin içinde yer almış bir arkadaşınız olarak Siyaset ile ilgilenen, hedefleri olanlara tavsiyem;  Başınızı dimdik tutun. Kibirli değil, ama vakur, asık suratlı değil, güler yüzlü olun.. Safiyetle inandığınız, samimiyetle bağlandığınız ve sadakatle emirlerini yerine getirmeğe çalıştığınız LİDERİNİZE asla leke sürmeyiniz. Tüm siyasi çalışmalarınızda yavaş sesle ve çok düzgün bir Türkçe’yle konuşun.Öyle hemen herşeye kolayca kızmayın ve icabında en saçma şeyleri bile dinlenme nezaketi gösterin.

Ve özellikle belirtmek isterim ki  “Siyasetin tek limanı var o da ahlaktır” her işinizde “Önce Ahlak ve Maneviyat” şuuru içinde olun..

Kalın Sağlıcakla..